Fotoğrafçılık, kamerayla, ışığı hassas bir yüzey üzerine kaydederek görüntü oluşturma işidir.
Fotoğrafçılık, işlevsel uygulamaları nedeniyle bir zanaat olduğu gibi, estetik yönüyle de bir sanattır.
Fotoğrafçılığa başlarken, işe öncelikle bu işin temel kavramlarını öğrenmekle başlamak gerekir. Fotoğraf çekmeye yeni başlayanların bilmesi gereken bazı temel kavramları, gelin birlikte öğrenmeye çalışalım.
Objektiflerin içinden geçecek olan ışığın miktarını ayarlayan mekanizmaya diyafram denir. Gözümüz değişik yoğunluktaki ışık koşullarında, ışığı denetlemek için iristen yararlanır. İris az ışıklı ortamlarda açılır ve içeriye daha fazla ışık girmesi sağlanır, tersi durumda iris çok ışıklı durumlarda kısılarak ışığın gözümüzü rahatsız etmesi engellenir. Diyaframda tıpkı iris gibi davranarak çok ışıklı durumlarda filmin yanmasını, az ışıklı durumlarda filmin ışıksız kalmasını engeller. Diyafram "f" harfi ile ifade edilir. Bu harf İngilizce "Focus", Fransızca "Foyer" kelimelerinin baş harfidir. Diyafram halkası objektif üzerinde bulunur. Diyafram değerleri: 1 - 1,2 - 1,4 - 2 - 2,8 - 4 - 5,6 - 8 - 11 - 16 - 22 - 32 olmak üzere gider. Farklı ara değerler de olabilir. İlk bakışta pek de simetrik görünmeyen diyafram değerleri bir basamak şeklinde düzenlenmiştir. Basamak oluşturan değerlerden her biri, bir sonraki (ya da bir önceki) sayısal değerin tam iki katı ışık aralığına işaret eder. Buna göre, örneğin 5.6 sayısı ile belirtlilen ışık aralığı, 8 sayısı ile belirtilen ışık aralığının tam iki katı ışık geçmesini sağlayan bir ışık aralığıdır. Diyafram değeri(f) artırıldıkça giren ışık miktarı azalır. Diyafram değerleri, mutlaka enstantane(ışıklama süresi) ile eşleştirilerek kullanılır. Geniş bir diyafram değeri seçildiğinde enstantane değerinin düşürülmesi, dar bir diyafram değeri seçildiğinde ise, enstantane değerinin arttırılması gerekir.
Açık(1)ve kapalı(2) konum
- Enstantane(Işıklama Süresi)
Fransızca enstantane (instantané) "bir anlık; ansızın" anlamına gelir. Bir anlık görünüşü, durumu anlatmak için kullanılır. Obtüratör hızı ya da perde hızı olarak da geçebilen enstantane, deklanşör düğmesine (fotoğraf çekmek için bastığımız düğme) bastığımızda optik algılayıcıya ne kadar süre ile ışık düşürüleceğini belirtir. Bu süre algılayıcının kaç saniye pozlanacağını gösterir diyebiliriz. Perde, DSLR fotoğraf makinelerinde mekanik iken, kompakt makinelerde elektronik olabilmektedir ama her ikisinin yaptığı görev aynıdır; algılayıcıya ne kadar süre ile ışık düşeceğini belirlerler.
Enstantane değerleri aşağıdaki gibi olabilmektedir:
8000, 6400, 5000, 4000, 3200, 2500, 2000, 1600, 1250, 1000, 800, 640, 500, 400, 320, 250, 200, 160, 125,100, 80, 60, 50, 40, 30, 25, 20, 15, 13, 10, 8, 6, 5, 4, 0″3, 0″4, 0″5, 0″6, 0″8, 1″, 1″3, 1″6, 2″, 2″5, 3″2, 4″, 5″, 6″, 8″, 10″, 13″, 15″, 20″, 25″, 30″
Yukarıdaki bu değerler 1/3 duraklı enstantane değerleridir. Kalın yazılmış olanlar tam durak olup, 2 tam durak arasında 2 adet de 1/3 duraklık değer yer alır. Her bir değer, kendinden önceki değerin sağladığından 1/3 durak daha fazla ışık demektir. Mesela 1/4000, 1/8000′in 2 katı ışık sağlar. Ekranda gösterimi kolay olsun diye yukarıdaki değerler şeklinde görülürler. ” işareti barındırmayanlar 1/değer saniyedir yani 8000 değeri 1/8000 saniyedir. ” işaretini barındıranları okumanın en kolay yolu ise ” işaretini nokta olarak okumaktır yani 0″5 değeri 0.5 saniye, 8″ değeri de 8 tam saniyedir.
Aşağıdaki fotoğraflarda aynı objenin farklı enstantane değerleri ile çekilmesini görebilirsiniz:
‘International Organization for Standardization’ yani ‘Uluslararası Standartlık Örgütü’nün kısaltmasıdır. Bizim fotoğrafçılık terimlerinden ISO ile kastetmek istediğimizi aslında ‘ISO Speed’dir yani ‘ISO hızı’dır. ISO, optik algılayıcının ışığa duyarlılığını belirtir yani ISO arttırkça optik algılayıcı ışığa karşı daha hassas olacaktır. Filmli dönemde ISO 6 ile ISO 3200 arasında filmler bulunabiliyorken dijital makinalarda ISO 50-102,400 arasında seçeneklere sahibiz ve her geçen sene çıta biraz daha yükseliyor. DSLR makinelerin hem filmli SLR, hem de kompakt fotoğraf makinelerine göre asıl avantajı da burada ortaya çıkıyor: Işığın yetersiz olduğu ortamlarda da çekim yapabilmek.
ISO’nun kullanımı enstantane ve diyaframa destek olacak şekilde olmalıdır. Normal çekimlerinizde ISO değerini makinenin sahip olduğu doğal en düşük ISO değeri olarak kulanmalısınız. Bu değer makinenizin modeline göre değişmekte ama genelde ISO100 veya ISO200'dür. Eğer en düşük ISO değerinde, kullanmak istediğiniz enstantane ve/veya diyafram değeri az pozlamaya neden oluyorsa, yani fotoğraf olması gerektiğinden karanlık çıkıyorsa o zaman ISO değerini arttırarak doğru pozlama elde edebilirsiniz.
Buna bir örnek vererek kafamızda canlanmasını kolaylaştıralım. Diyelim A(Aperture-diyafram öncelikli) modunda gece çekim yapıyorsunuz. Diyaframınızı en küçük f değeri olarak ayarladınız ama poz ölçümü sonrasında makineniz enstantaneyi ISO 100′de 1/8 olarak veriyor. 50mm’lik lens kullanıyorsunuz ve gövdede ya da lensiniz de titreme engelleme sistemi mevcut değil. Bu durumda en azından 1/60 gibi bir enstantane kullanarak el titremesi kaynaklı bulanıklığın önüne geçmek istersiniz. 1/60 ise 1/8′e göre 3 durak daha fazla ışığa gereksinim duyacaktır (1/8, 1/15, 1/30, 1/60). Bu durumda diyaframınızı daha fazla açamayacağınız için ISO değerini 3 durak yükseltmeniz gerekir yani ISO100 yerine ISO800 kullanarak (ISO 100, ISO 200, ISO 400, ISO 800) fotoğrafı çekebilirsiniz.
Aşağıdaki fotoğraflarda, farklı ISO hızı değerlerinin fotoğraf üzerindeki etkisini görebilirsiniz:
Diyafram açıklıklarının, objektiften geçerek filme etki eden ışık miktarını ayarlaması yanında, ikinci bir görevi de alan derinliğini belirlemesidir. Alan derinliği, netliğin ayarlanmış olduğu noktanın önünde ve arkasında uzanan netlik bölgesidir. Yani fotoğrafta ön plandaki en net nokta ile arka plandaki en net nokta arasındaki uzaklıktır denebilir.
Alan derinliği sınırları, yani en öndeki net nokta ile en arkadaki net nokta arasındaki mesafe, istenilen netliğin sınırları, objektif odak uzaklığı, diyafram açıklığı ve konu ile fotoğraf makinesi arasındaki mesafe gibi birtakım etkenlere bağlıdır. Diyafram açıklığı küçüldükçe alan derinliği artar, yakındaki ve uzaktaki cisimlerin görüntüleri daha net olur. Diyafram açıklığı büyüdükçe alan derinliği azalır ve belli bir uzaklıktaki bütün cisimlerin, makina sonsuza ayar edilmedikçe kesin, belirli net bir görüntüsünü elde etmek olanaksızlaşır. Alan derinliğini sınırlamanın fotoğrafta üç boyutluluk duygusunu kazandırma gibi bazı önemli yararları vardır.
Aşağıdaki fotoğraflarda, aynı karenin farklı alan derinlikleri ile çekilmesini görebilirsiniz:
Bir makineniz olmadan da bu kavramlar üzerinde deneme yapabilirsiniz.
Nasıl mı? Tabi ki bir
slr fotoğraf makinesi sümulatörü ile...
Yararlandığım Kaynaklar:
ali kemal taşçı